الإنجليزية - التركية
تعريف navigational instrument for finding directions في الإنجليزية التركية القاموس.
- compass
- pusula
Benim bir yön duyum yok bu yüzden her zaman bir pusula ile seyahat ederim.
-I have no sense of direction so I always travel with a compass.
Pusula kuzeyi gösterir.
-Compasses point north.
- compass
- {i} kapsam
- compass
- {i} çevre
- compass
- {f} kapsamak
- compass
- kuşatma
- compass
- manyetik pusula
- compass
- çevrelemek
- compass
- (Muzik) ses genişliği
- compass
- idrak etmek
- compass
- pergel
Pergelle bir daire çizdim.
-I drew a circle with compasses.
- compass
- (Askeri) PUSULA: Yön tayinine yarayan alet. Bir manyetik pusulanın daima mıknatısı kuzey kutbunu gösteren manyetik bir ibaresi vardır
- compass
- rüzgargülü
- compass
- {i} kuşatmak
- compass
- {i} sınır
- compass
- (fiil) erişmek, başarmak, anlamak; gizli plan kurmak; kuşatmak, sarmak, kapsamak
- compass
- sağlamayı başar
- compass
- {f} sarmak
- compass
- (isim) pusula; çevre, alan, kapsam; menzil, erim, sınır; kavramak, kuşatmak
- compass
- {f} erişmek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف navigational instrument for finding directions في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- compass
navigational instrument for finding directions
الواصلة
na·vi·ga·tion·al in·stru·ment for find·ing di·rec·tionsالتركية النطق
nävıgeyşınıl înstrımınt fôr fayndîng dayrekşînzالنطق
/ˌnavəˈgāsʜənəl ˈənstrəmənt ˈfôr ˈfīndəɴɢ dīˈreksʜənz/ /ˌnævəˈɡeɪʃənəl ˈɪnstrəmənt ˈfɔːr ˈfaɪndɪŋ daɪˈrɛkʃɪnz/
Resimler
المفضلات