nähergebracht

listen to the pronunciation of nähergebracht
الإنجليزية - التركية

تعريف nähergebracht في الإنجليزية التركية القاموس.

acquainted
haberdar
acquainted
haberdar olma
familiarized
{f} alıştır
acquainted
haberdar etti
familiarized
alıştırılmış
acquainted
{s} tanışık

Sami katiliyle tanışık gibi görünüyordu. - Sami seemed to be acquainted with his killer.

İkinizin tanışık olmasına inanmıyorum. - I don't believe you two are acquainted.

acquainted
haberdar et
acquainted
{s} tanışmış

Kasabadaki herkesle tanışmıştı. - He was acquainted with everybody in town.

Hayır, onu tanımıyorum. Tabii ki, ben onun kim olduğunu biliyorum, ama ben şahsen onunla tanışmış değilim. - No, I don't know him. Of course, I know who he is, but I'm not personally acquainted with him.

ألمانية - الإنجليزية
familiarised
acquainted
made conversant
familiarized