الإنجليزية - التركية
تعريف money paid to accountants, lawyers, private schools, etc في الإنجليزية التركية القاموس.
- fees
- harç
Ben harçları göze alamam.
-I can't afford the fees.
Hiç gizli harçlar var mı?
-Are there any hidden fees?
- fees
- (Politika, Siyaset) vergiler
- fees
- (Eğitim,Politika, Siyaset) harçlar
Hiç gizli harçlar var mı?
-Are there any hidden fees?
Ben harçları göze alamam.
-I can't afford the fees.
- fees
- (Ticaret) aidatlar
- fees
- ücretler
Öğrenim ücretlerindeki bir artışı duyurdular.
-They announced an increase in tuition fees.
Buradaki net-kafeler öğrencilere yiyecek ve içecek sağlamaktadır; ücretler yaklaşık saati bir pounddan başlamaktadır.
-The net-cafes here cater to students; fees start at around a pound an hour.
- fees
- ücretleri
O, üniversite ücretleri için ebeveynlerinin eline bakıyor.
-He depends on his parents for his university fees.
Ben gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahata gidemeyeceğim.
-I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.
- fees
- Ücretler, Bir işin yada hizmetin görülmesi için gerekli para. (The tution fees for this year has risen % 10.)
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف money paid to accountants, lawyers, private schools, etc في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- fees
money paid to accountants, lawyers, private schools, etc
الواصلة
mon·ey paid to accountants, lawyers, pri·vate schools, etcالنطق
Resimler
المفضلات