merci̇'

listen to the pronunciation of merci̇'
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Söylenen sözün kendine fayda verdiği kimse
(Osmanlı Dönemi) Merkez. Kaynak. Baş vurulacak yer. Müracaat edilecek yer. Dönülecek yer. Sığınılacak yer
merci
(Osmanlı Dönemi) merkez, kaynak, başvurulacak yer, dönülecek yer
merci
Başvurulacak yer veya makam: "O devirlerde devletin yüksek kademeli mercilerine 'kapu' denirdi."- S. Ayverdi
merci
Başvurulacak yer veya makam
adli merci
Adli makam
yetkili merci
Sorumlu ve yetkili makam
الفرنسية - التركية

تعريف merci̇' في الفرنسية التركية القاموس.

merci
(après "bienvenue") hoş bulduk
merci
sağolun, teşekkür ederim, şükür
merci
[la] acıma, merhamet; iyilik; teşekkür, şükür
merci beaucoup
çok teşekkür ederim
merci beaucoup
teşekkürler

Hediyeniz için çok teşekkürler. - Merci beaucoup pour votre cadeau.

Güzel tavsiyelerin için teşekkürler! Evet, ama onları uygulaman gerek! - « Merci beaucoup pour tes bons conseils ! » - « Oui, encore faut-il que tu en tiennes compte ! »

merci de
için teşekkürler
Dieu merci
Allaha şükür
demander merci
aman dilemek
dieu merci
çok şükür
sans merci
merhametsiz
être à la merci de qn
kaderi birinin elinde olmak
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف merci̇' في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

merci
{ü} thank you! (French)
merci beaucoup
thank you very much (French)
La Belle Dame Sans Merci
a famous poem by John Keats in which a knight meets a beautiful magical woman who says she loves him but then disappears
التركية - الإنجليزية

تعريف merci̇' في التركية الإنجليزية القاموس.

merci
department or office concerned
merci
competent authority
merci
recourse
merci
reference
merci
recourse, reference; competent authority, department or office concerned
merci
place to which or person to whom an official matter can be referred; person authorized to deal with official appeals
nihai merci
(Kanun) last resort
yetkili merci
(Ticaret) ordinary
adli merci
judicial authorities
yaptırım gücüne sahip merci
(Hukuk) authority
yetkili merci
law competent authority