ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.
- In den USA ist es illegal, Menschen zu foltern, um von diesen Informationen zu erhalten.
Tüm insanlar doğuştan eşittir.
- Alle Menschen sind von Geburt an gleichberechtigt.
Kadar iki kişinin birbirini aramadan bulmasıdır.
- Schicksal ist, wenn zwei Menschen sich finden, die sich nie gesucht haben.
Eminim ki halkın seni özlüyordur.
- I'm sure your folks miss you.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.
- In the 1960s, folk music was very popular.
Bu akademik bildiride, Almanya ve Hollanda folklorlarını karşılaştırıyorum.
- In this paper, I compare the folklores of Germany and Holland.
O, okullarda kullanım için bir Japon folklor antolojisi derledi.
- He compiled a Japanese folklore anthology for use in schools.
Burada görülecek hiçbir şey yok, millet. Devam edin.
- Nothing to see here, folks. Move along.
Size yardım edebilir miyim millet?
- Can I help you folks?
Bu insanlara bazı içecekler alın.
- Get these folks some drinks.
Siz insanlarla çalışmak bir zevkti.
- It was a pleasure working with you folks.
Halk müziğinden hoşlanırdım.
- I used to like folk music.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.
- In the 1960s, folk music was very popular.
İnsanlar bilinçli varlıklardır.
- Humans are conscious beings.
Bu şanslı varlıklardan biri Hans'tı.
- One of these lucky beings was Hans.
Humans are the vehicles that genes use to propagate themselves.
- Die Menschen sind die Vehikel, die die Gene nutzen, um sich zu vermehren.
A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.
- Die Katze ist ein Miniaturlöwe, der Mäuse mag, Hunde nicht leiden kann und den Menschen toleriert.