manzaralı

listen to the pronunciation of manzaralı
التركية - الإنجليزية
scenic
having a fine view, scenic
(place) that has a good view; scenic, abounding in attractive scenery
having a fine view
scenically
manzara
{i} scenery

The scenery carried me back to my younger days. - Manzara beni daha genç günlerime geri götürdü.

The scenery was beyond description. - Manzara kelimelerle tanımlanamıyordu.

manzara
view

Situated on a hill, his house commands a fine view. - Onun bir tepenin üzerinde yer alan evinin güzel bir manzarası var.

This is the finest view I have ever seen. - Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi manzara.

manzara
landscape

A dreary landscape spread out for miles in all directions. - Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.

The landscape is unfamiliar to me. - Manzara bana tanıdık değil.

manzara
scene

The scenery was beyond description. - Manzara kelimelerle tanımlanamıyordu.

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

manzaralı balkon
gazebo
manzaralı yol
scenic road
manzara
sight

You should see the sight. - Manzarayı görmelisin.

I've come to see the sights. - Manzaraları görmek için geldim.

manzara
scenic

Japan is famous for its scenic landscapes. - Japonya, doğal manzaraları ile ünlüdür.

This place is famous for its scenic beauty. - Bu yer manzarasının güzelliği ile ünlüdür.

manzara
{i} spectacle

It's a spectacle you won't forget. - Bu unutmayacağın bir manzara.

manzara
birdie
manzara
picture

It remains to be seen what kind of picture we will be faced with in the end. - Bakalım sonunda nasıl bir manzara ile karşı karşıya kalacağız.

Why don't you take some pictures of yourself with scenery of Boston in the background? - Neden arka planında Boston manzarası olan kendine ait bazı resimler çekmiyorsun?

deniz manzaralı oda var mı
Do you have a room overlooking the sea
güzel manzaralı yer
beauty spot
manzara
view, sight, panorama, spectacle, outlook
manzara
raree show
manzara
vista
manzara
scene, view; prospect; scenery
manzara
prospect

The hotel has a good prospect. - Otelin güzel bir manzarası var.

manzara
lookout
manzara
paysage
manzara
panorama
التركية - التركية

تعريف manzaralı في التركية التركية القاموس.

MANZARALI
Manzarası iyi olan
MANZARALI
Manzarası olan
manzara
Görünüş: "Boğaz'ın ucundan Karadeniz'e bir kapı gibi açılan manzara..."- H. R. Gürpınar
manzara
Konusu bir doğa veya şehir parçası olan resim, gravür veya desen, tablo
manzara
Görünüş, durum: "Bu sade dekor ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi güzelleştirmişti."- O. S. Orhon
MANZARA
(Osmanlı Dönemi) Dışarıyı görecek pencere
Manzara
görüntü
manzara
Bakışı, dikkati çeken her şey
manzara
Görünüş
manzara
Görünüş, durum, tablo
manzara
Konusu bir doğa veya şehir parçası olan resim, gravür veya desen