Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.
- Tom persuaded the store manager to give him back his money.
O, aslında müdür değildir.
- He is actually not the manager.
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
- He made a favorable impression on his bank manager.
Ben yönetici ile konuşmak istiyorum.
- I should like to speak to the manager.
Henüz bir menajere ihtiyacım yok.
- I don't need a manager yet.
Tom kulübün menajeri.
- Tom is the manager of the club.
Tom'un menejeri olmaktan nasıl vazgeçtin?
- How did you end up being Tom's manager?
Hayır, o bizim işletme yöneticimiz.
- No, he's our business manager.
Tom belediye başkanıydı.
- Tom was city manager.
Merhaba, genel müdürle bir randevum var. Bu, röportajımın belgesi.
- Hi, I have an appointment with the general manager. This is my interview notice.
Genel Müdür toplantı odasında.
- The general manager is in the meeting room.
O, idari bir göreve yükseltildi.
- He was advanced to a managerial post.
Tom bir yazılım şirketi için bölge satış müdürüdür.
- Tom is the district sales manager for a software company.
... am the YouTube Trends manager, which is where we track viral videos, like interesting cultural ...
... to you our YouTube Trends manager, Kevin Allocca, who is actually going to do the moderation ...