müzmin

listen to the pronunciation of müzmin
التركية - الإنجليزية
chronic
chronic süreğen
protracted
obstinate
confirmed

She is a confirmed gossip. - O bir müzmin dedikoducu.

Tom is a confirmed bachelor. - Tom bir müzmin bekardır.

inveterate
chronie
müzmin bekâr
confirmed bachelor
müzmin olma
obstinacy
kronik müzmin
chronic
التركية - التركية
Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden
Uzun süreli, süreğen, iyileşmez, kalıcı, kronik
Eskimiş,üzerinden zaman geçmiş, kronik
(Osmanlı Dönemi) eskimiş, üzerinden zaman geçmiş, zamanla yerleşmiş olan hastalık, kronik
Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden: "Genç kadınlara bakmak, bu adamda müzmin bir illetti."- R. N. Güntekin
Uzun süreli, süreğen, iyileşmez, kalıcı, kronik: "... kadıncağızın müzmin romatizması vardı."- H. Taner
MÜZMİN
(Osmanlı Dönemi) Eskimiş. Üzerinden zaman geçmiş. Zamanla yerleşmiş olan hastalık
MÜZMİN
(Hukuk) Kronik; devamlı; eskimiş ancak devamedegelen
müzmin
المفضلات