müzik kutusu

listen to the pronunciation of müzik kutusu
التركية - الإنجليزية
jukebox

Tom is sitting next to the jukebox. - Tom, müzik kutusunun yanında oturuyor.

As I entered the bar, I heard a sad song playing on the jukebox. - Ben bara girdiğimde müzik kutusunda hüzünlü bir müzik çaldığını duydum.

record machine
music box

Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift. - Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi.

What's playing at the Music Box Theater? - Müzik Kutusu Tiyatrosunda ne oynuyor?

paralı müzik kutusu
record machine
paralı müzik kutusu
jukebox

Tom and Mary are sitting at a table over near the jukebox. - Tom ve Mary Paralı müzik kutusunun yanında bir masada oturuyorlar.

müzik kutusu
المفضلات