müstesna

listen to the pronunciation of müstesna
التركية - الإنجليزية
exceptional
with the exception of, except for, excepted: İstanbul müstesna with the exception of Istanbul
except; exceptional
exceptional, extraordinary
supernormal
extraordinary
except
exempted
exclusive of
uncommon
singular
stunning
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) İstisna edilen. Ayrı tutulan, ayrı muameleye tabi olan. Kaide dışı bırakılmış olan
Dışındaki, ayrı tutularak, hariç: "Bir iki gazete müstesna, bütün İstanbul basını da Serbest Fıkra taraflısı idi."- F. R. Atay
Benzerlerinden üstün olan, benzerleri az bulunan
Ayrıcalı, ayrı tutulan, ayrık
Dışındaki, ayrı tutularak, hariç
(Osmanlı Dönemi) ayrı muâmeleye tâbi tutulan, kâide dışı bırakılmış olan
Bir bütünün veya kuralın dışında olan, kural dışı, şaz
Benzerlerinden üstün olan, benzerleri az bulunan: "Kendisi bu resimlerin hepsinden daha sevimli, daha canlı, daha müstesna bir simaydı."- Y. K. Karaosmanoğlu
müstesna
المفضلات