التركية - التركية
تعريف mürselât في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Melekler
- (Osmanlı Dönemi) Gönderilen şeyler
- (Osmanlı Dönemi) Kur'anın 77. suresidir. Urf Suresi de denir. Mekkîdir
- Mürselat 10
- (Kuran) Dağlar pamuk gibi atıldığı zaman
- Mürselat 11
- (Kuran) Peygamberlere ümmetleri hakkında şahidlik vakitleri bildirildiği zaman
- Mürselat 12
- (Kuran) Bu, hangi güne bırakılmıştı?
- Mürselat 13
- (Kuran) Hüküm gününe bırakılmıştı
- Mürselat 14
- (Kuran) Hüküm gününün ne olduğunu sen nerden bilirsin?
- Mürselat 15
- (Kuran) O gün yalanlamış olanların vay haline!
- Mürselat 18
- (Kuran) Suçlulara böyle yaparız
- Mürselat 19
- (Kuran) O gün! Yalanlamış olanların vay haline!
- Mürselat 23
- (Kuran) Buna gücümüz yeter; Biz ne güzel güç yetireniz!
- Mürselat 24
- (Kuran) O gün yalanlamış olanların vay haline!
- Mürselat 27
- (Kuran) Orada yüksek yüksek sabit dağlar var edip size tatlı sular içirmedik mi?
- Mürselat 28
- (Kuran) Yalanlamış olanların vay o gün haline!
- Mürselat 29
- (Kuran) İnkarcılara o gün şöyle denir: "Yalanlayıp durduğunuz şeye gidin
- Mürselat 34
- (Kuran) Yalanlamış olanların o gün vay haline!
- Mürselat 35
- (Kuran) Bu, onların konuşamıyacakları gündür
- Mürselat 36
- (Kuran) Onlara izin de verilmez ki özür beyan etsinler
- Mürselat 37
- (Kuran) Yalanlamış olanların o gün vay haline!
- Mürselat 38
- (Kuran) Bu, sizleri ve öncekileri topladığımız hüküm günüdür
- Mürselat 39
- (Kuran) Eğer bir düzeniniz varsa Bana kurun
- Mürselat 40
- (Kuran) Yalanlamış olanların o gün vay haline!.*
- Mürselat 41
- (Kuran) Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlar, elbette gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar
- Mürselat 42
- (Kuran) Canlarının istediği meyveler arasındadırlar
- Mürselat 43
- (Kuran) Onlara denir ki: "İşlediklerinize karşılık afiyetle yiyiniz, içiniz
- Mürselat 44
- (Kuran) Biz, iyi davarananlara işte böyle karşılık veririz
- Mürselat 45
- (Kuran) O gün yalanlamış olanların vay haline
- Mürselat 46
- (Kuran) Yiyiniz biraz zevkleniniz bakalım, doğrusu sizler suçlularsınız
- Mürselat 47
- (Kuran) O gün yalanlamış olanların vay haline!
- Mürselat 48
- (Kuran) Onlara "Rüku edin" denildiğinde rükua varmazlar
- Mürselat 49
- (Kuran) O gün yalanlamış olanların vay haline!
- Mürselat 50
- (Kuran) Kuran'dan başka hangi söze inanacaklar?*
- Mürselat 8
- (Kuran) Yıldızların ışığı giderildiği zaman
- Mürselat 9
- (Kuran) Gök yarıldığı zaman