luggage; traveling equipment

listen to the pronunciation of luggage; traveling equipment
الإنجليزية - التركية

تعريف luggage; traveling equipment في الإنجليزية التركية القاموس.

baggage
{i} bagaj

Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın. - Watch your step, or else you will trip on the baggage.

Ben bir parça bagaj satın aldım. - I bought a piece of baggage.

baggage
{i} civelek kız
baggage
baggage master bagaj memuru
baggage
{i} bagaj, yolcu eşyası
baggage
(Askeri) eşya (bagaj)
baggage
{i} ordu yükü
baggage
{i} moruk (Argo)
baggage
işvebaz kız
baggage
{i} sevimsiz yaşlı kadın
baggage
ABD bagaj
baggage
{i} valiz

Yanında çok valiz aldı. - She took a lot of baggage with her.

Kyoko benim için valizimi taşıyacak kadar yeterince kibardı. - Kyoko was kind enough to carry my baggage for me.

baggage
{i} şımarık kadın
baggage
{i} haspa (Argo)
baggage
canlı genç kadın
baggage
{i} yol eşyası
الإنجليزية - الإنجليزية
baggage

Please put your baggage in the trunk.

luggage; traveling equipment
المفضلات