lavabo

الإنجليزية - التركية

التركية - التركية

تعريف lavabo في التركية التركية القاموس.: Lokanta, gar gibi yerlerde bu düzenin bulunduğu yer; Üzerinde su muslukları bulunan, porselen, emaye veya sacdan yapılmış, el, yüz, bulaşık yıkamaya yarar, çukur yer veya eşya: "Lavabonun kırık aynasında saçlarını taradı."- H. Taner; Ayakyolu, hela, yüznumara, tuvalet; El yıkama yeri

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف lavabo في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.: A washbasin, especially one attached to the wall of a church, and used for the ceremonial washing of the hands of the celebrant before the eucharist; {i} (Catholicism) ceremonial washing of the hands; psalm recited during the hand washing ceremony; basin and towel used during a ceremonial hand-washing; handbasin, washbasin, washbowl; a basin for washing the hands (`wash-hand basin' is a British expression)

التركية - الإنجليزية

تعريف lavabo في التركية الإنجليزية القاموس.

sink

Tom filled the sink with water. - Tom lavaboyu su ile doldurdu.

Tom seems to have packed everything but the kitchen sink. - Tom mutfak lavabosu hariç her şeyi paketlemiş gibi görünüyor.

The drain in the washbasin is blocked. - Lavabodaki boru tıkalıydı.

The bathroom sink is plugged. - Banyo lavabosu tıkalı.