التركية - التركية
تعريف lak' في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Atmak
- LAK
- (Osmanlı Dönemi) f. Hakir, zelil, aşağı
- LAK
- (Osmanlı Dönemi) Tahta kadeh
- lak
- Bozuk yumurta
- lak
- Cilacılıkta kullanılan bir tür zamk
- lak
- ipek üzerinde film yada emülisyonla örtülmeyen kısımlardaki yüzeyleri kapatmaya yarıyan sıvı madde
- lak
- Cilacılıkta kullanılan bir tür zamk-reçine
- lak
- Bezeme maddesi olarak kullanılan hayvansal reçine
- lak
- Ağaç cilası
- lak
- Uzakdoğu'da yetişen amerikan elmasından çıkarılan bir tür zamk
- lak
- Uzak Doğu'da yetişen Amerika elmasından çıkan zamk
- lak
- Süt
- lak
- Malatya yöresinde kayısı kurusuna verilen ad
- lak
- Bir tür zamk
- lak
- Boyacılıkta kullanılan, kırmız böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı madde
- MI'LAK
- (Osmanlı Dönemi) Üzüm hevneği
- MI'LAK
- (Osmanlı Dönemi) (MA'LUK) (C: Meâlik) Üzengi kayışı
- MI'LAK
- (Osmanlı Dönemi) Et ve üzüm asılan çengel
- İ'LAK
- (Osmanlı Dönemi) (Alak. dan) Sülük yapıştırmak
المصطلحات ذات الصلة
الكردية - التركية
تعريف lak' في الكردية التركية القاموس.
- lak
- disk
- lak
- kepekten yapılan köpek yiyeceği
- lak
- el büyüklüğünde yassı taş
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف lak' في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- Lak
- An ethnic group who live primarily in southern Dagestan, Russia
- Lak
- A North Caucasian language spoken by the Lak people. It is written with a Cyrillic alphabet
- LAK cell
- A white blood cell produced by cultivation of peripheral lymphocytes with interleukin-2 and used experimentally to shrink malignant tumors
المصطلحات ذات الصلة
التركية - الإنجليزية
تعريف lak' في التركية الإنجليزية القاموس.
- lak
- lac, stick lac; shellac
- lak
- lacquer, lac
- lak
- lac
When was the last time you played lacrosse?
-En son ne zaman lakros oynadın?
Tom thinks Mary may be lactose intolerant.
-Tom Mary'nin laktoz intoleransı olabileceğini düşünüyor.
- lak
- laka
- lak
- varnish, lacquer; shellac, shellack
- lak boyası
- lac-dye
- lak lak etmek
- to gabble