kudretle

listen to the pronunciation of kudretle
التركية - الإنجليزية
mightily
{a} powerfully, strongly, vigorously
emphasis Mightily means to a great extent or degree. He had given a mightily impressive performance She strove mightily to put Mike from her thoughts
with great strength, powerfully, forcefully; very much
powerfully or vigorously; "he strove mightily to achieve a better position in life
To a great degree; very much
In a mighty manner
powerfully or vigorously; "he strove mightily to achieve a better position in life"
to a great degree; "rejoiced mightily at the news" powerfully or vigorously; "he strove mightily to achieve a better position in life
to a great degree; "rejoiced mightily at the news"
In a mighty manner; with might; with great earnestness; vigorously; powerfully
kudret
{i} force
kudret
wealth
kudret
(Politika, Siyaset) capability
kudret
strength
kudret
mightiness
kudret
might
kudret
power
kudret
ability
Kudret
(isim) Power, strain, might
kudret
power, might " güç, erk, erke; ability" " yetenek; wealth" zenginlik
kudret
capacity, ability
kudret
the omnipotence (of God)
kudret
power, might, strength
kudret
financial resources, the wherewithal
kudret
effort
kudret
vis
kudret
duty
kudret
puissance
kudret
sword
kudret
energy
kudret
potency
التركية - التركية

تعريف kudretle في التركية التركية القاموس.

KUDRET
(Osmanlı Dönemi) Zenginlik
KUDRET
(Osmanlı Dönemi) Kabiliyet
KUDRET
(Osmanlı Dönemi) Her yeri kaplayan kudretullah
KUDRET
(Osmanlı Dönemi) İlm-i kelâmda: Allah Teâlâ'ya mahsus ezelî ve ebedî ve bütün kâinatta tasarruf eden sıfattır.(Arkadaş bir kelime-i vâhidenin işitilmesinde; bir adam, bin adam birdir. Yaratılış hususunda da Kudret-i Ezeliyeye nisbeten bir şey, bin şey birdir. Nev ile fert arasında fark yoktur. M.N.)
KUDRET
(Osmanlı Dönemi) Varlık. Ehliyet. Becerebilme
KUDRET
(Osmanlı Dönemi) Güç. Takat
kudret
Tanrı yapısı
kudret
Yetenek
kudret
Maddi güç, zenginlik
kudret
Güç, erk, erke, iktidar
kudret
Tanrı'nın ezelî gücü
kudret
Yetenek: "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu."- Y. K. Karaosmanoğlu
kudret
(Osmanlı Dönemi) güç, tâkat; Cenâb-ı Hakkın bu· tün kâinata hükmeden ezelî ve ebedî kudsî sıfatı
kudret
Güç, erk, erke, iktidar: "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."- Atatürk
kudretle
المفضلات