التركية - الإنجليزية
تعريف konak في التركية الإنجليزية القاموس.
- mansion
It is not a real mansion.
-O gerçek bir konak değil.
I don't want to live in a big mansion.
-Büyük bir konakta yaşamak istemiyorum.
- inn
- mansion; government house; stage, day's journey; host
- scurf (on the head of a newborn baby)
- biol. host
- (a) day's journey
- dandriff
- villa
- court
- bivouac, temporary encampment; billet
- road house
- scurf
- hall
- dandruff
- halting place
- stopping place, place to spend to the night (while traveling)
- mansion, large and imposing house
- residence
- residency
- stage
- (Kimya) guest
- dome
- (Bilgisayar,Tıp) host
Tom hosted an extravagant party at his mansion.
-Tom konakta savurgan bir partiye ev sahipliği yaptı.
- palace
- townhouse
- government house
- quarter
- town house
- quarters
- cantonment
- roadhouse
- estate
- station
- bait
- konak gibi grand-looking
- (house)
- konak tezkeresi
- billet
- konak yavrusu
- small mansion
- konak yeri
- corral
- konak yeri
- billet
- konak yeri
- cantonment
- konak yeri
- halting place
- konak yeri
- camp
- konuk-konak bileşikleri
- (Kimya) host-guest compounds
- Lider Harekat Makamı; yardım yazısı; teklif ve kabul yazısı; harekat alanı konak
- (Askeri) Lead Operational Authority; letter of assist; letter of offer and acceptance; lodgment operational area; logistics over-the-shore (LOTS) operation area
- atlı konak arabası
- equipage
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف konak في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- A palace or other large official residence in Turkey or the Ottoman Empire
It was a small pretty town with four minarets and one campanile and the Pasha's konak sprawling across the foothills.
التركية - التركية
تعريف konak في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Menzil, yolculukta gece vakti inilen yer
- (Osmanlı Dönemi) Büyük ev, zengin ve mükellef ikâmetgâh
- (Osmanlı Dönemi) Resmi dâire
- (Osmanlı Dönemi) Yolculukta bir yerde durma, dinlenme. İki menzil arasındaki yol
- Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer
- Büyük ve gösterişli ev: "İstirahat için İstanbul'a gelmiş, bu konağı alıp yerleşmişti."- Ö. Seyfettin
- Kundak çocuklarının başlarında oluşan kepek tabakası
- Hükûmet işlerinin görüldüğü yapı
- Düğünde misafir ağırlanan ev
- Araba veya hayvanla bir günde alınan yol
- Bir asalağın üzerinde yaşadığı ve enfekte ettiği bireyi tanımlayan terim
- Büyük ve gösterişli ev
- Göçebe çadırı
- Konakçı
- Misafir
- Gözde oluşan ince tabaka
- Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası
- Büyük ve görkemli ev
- konak yavrusu
- Konağı andıran ev
المصطلحات ذات الصلة
konak
الواصلة
ko·nakالنطق
علم أصول الكلمات
() From Turkish konak (“inn”). Webster's Third New International Dictionary, Unabridged. Merriam-Webster. 2002.Resimler
السابق
المفضلات