kitle

listen to the pronunciation of kitle
التركية - الإنجليزية
mass

He always stands aloof from the masses. - O her zaman kitlelerden uzak duruyor.

He is a mass of faults. - O bir hatalar kitlesi.

mass; crowd of people
populace
(Tıp) unprocessed bulk
(Tıp) bulk
crowds

The fun thing about crowdsourcing is letting other people do the work for us. - Kitlekaynak kullanımı hakkında en eğlenceli şey başka insanların bizim işimizi yapmasına izin vermektir.

push
phys. mass
massif
mass, large block or chunk
(Askeri,Ticaret) audience

Tom really does detest giving speeches in front of large audiences. - Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.

The Mayor addressed a large audience. - Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.

body
a mass of

He is a mass of faults. - O bir hatalar kitlesi.

A cloud is a mass of vapor. - Bulut bir buhar kitlesidir.

kitle davranışı
(Pisikoloji, Ruhbilim) mass behaviour
kitle haberleşme
mass communication
kitle haberleşme araçları
mass media
kitle haberleşmesi
(Ticaret) mass communication
kitle iletişim aracı
(Ticaret) media
kitle iletişim aracı
(Basın) mass medium
kitle iletişim araçları
the media
kitle iletişim araçları
media

On behalf of the government, the mass media are abused. - Hükümet adına, kitle iletişim araçları istismar edilmektedir.

Never trust the mass media. - Kitle iletişim araçlarına asla güvenme.

kitle iletişim araçları
mass communication
kitle iletişimi
mass communications
kitle imha silahları
weaponry of mass destruction
kitle imha silahları
(Askeri) mass destruction weapons
kitle imha silahı
weapons of mass destruction
kitle kültürü
mass culture
kitle partisi
mass party
kitle partisi
(Politika, Siyaset) catch-all party
kitle pazar
mass market
kitle pazar
(Ticaret) mass-market
kitle pazarlama
(Ticaret) mass marketing
kitle taşımacılığı
(Çevre) mass transport
kitle toplumu
mass society
kitle üretimi
(Ticaret) mass production
kitle imha
Mass destruction
kitle depolama
(Askeri) bulk storage
kitle eylemi
mass action
kitle glikoz
(Kimya) mass glucose
kitle halinde ayaklanma
(Askeri) levée en masse
kitle harbi
(Askeri) war of masses
kitle hareketi
mass movement
kitle hareketi mass action
(of people)
kitle histerisi
(Fizyoloji) collective hysteria
kitle histerisi
(Fizyoloji,Pisikoloji, Ruhbilim) mass hysteria
kitle iletişim
mass media

Newspapers, television, and radio are called the mass media. - Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.

Never believe the mass media. - Kitle iletişim araçlarına asla inanma.

kitle iletişim araçları
mass media

Never believe the mass media. - Kitle iletişim araçlarına asla inanma.

On behalf of the government, the mass media are abused. - Hükümet adına, kitle iletişim araçları istismar edilmektedir.

kitle iletişim araçları
the media, mass communication, mass media
kitle iletişim kurumu
(Turizm) mass communication institution
kitle iletişim uzmanları
mass media specialists
kitle iletişimi
mass media
kitle imha silahı
(Hukuk) weapon of mass destruction
kitle isterisi
mass hysteria
kitle lezyonu
mass lesion
kitle mazoşizmi
(Pisikoloji, Ruhbilim) mass masochism
kitle oranı
(Askeri) mass ratio
kitle segmenti
(Ticaret) mass segment
kitle seçiciliği
(Ticaret) audience selectivity
kitle stok
(Askeri) bulk stock
kitle tüketimi
mass consumption
kitle ve kaynak kontrolü
(Askeri) populace and resources control
kitle yükleme
(Askeri) bulk loading
kitle yükleme usulü
(Askeri) bulk load method
kitle zayiatı
(Askeri) mass casualties
kitle örgütü
(Politika, Siyaset) mass organization
hedef kitle
(Ticaret) target market
kritik kitle
(Askeri,Ticaret) critical mass
beden kitle indeksi
(Tıp) body mass index
kitlemek
lock
Kitle iletişim
mass communication
hedef kitle
Target group
vücut kitle indeksi
body mass index
hedef kitle analizi
(Askeri) target audience analysis
hedef kitle ihtiyaçları
(Bilgisayar) audience needs
hedef kitle pazarlaması
target marketing
hedef kitle tanımı
(Tıp) target audience description
hedef tespiti; hedef kitle; teknik düzenleme; Kara Kuvvetleri harekat alanı
(Askeri) target acquisition; target audience; technical arrangement; theater Army
kitleler
the masses

The true makers of history are the masses. - Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.

He always stands aloof from the masses. - O her zaman kitlelerden uzak duruyor.

kitlemek
colloq., see kilitlemek
kitlemek
to lock
sınırlı kitle
(Havacılık) finite mass
التركية - التركية
İnsan topluluğu
Kütle
İnsan topluluğu: "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum."- H. E. Adıvar
KİTLE
(Osmanlı Dönemi) Kütle. Yığın. Küme
KİTLE
(Osmanlı Dönemi) Mâden, taş gibi şeylerden toplu şey
kitle haberleşmesi
Kitle iletişimi
hedef kitle
Verilmek istenen mesajın ulaşması hedeflenen grup veya topluluk
kitlemek
bakınız kilitlemek
kitle
المفضلات