Can you give me something to kill the pain?
- Bana ağrıyı kesecek bir şey verebilir misin?
I need some medicine to kill the pain.
- Ağrıyı kesmek için biraz ilaca ihtiyacım var.
After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake.
- Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.
I saw him cut down a tree.
- Onun bir ağacı kestiğini gördüm.
She cut in when we were talking.
- Biz konuşurken sözümüzü kesti.
The truck cut in front of my car.
- Kamyon arabamın önünü kesti.
Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.
- Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.
I cut myself with a hacksaw.
- Bir demir testeresi ile kendim kestim.
Are you going to cut down all the trees here?
- Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?
If you cut the tail off of a lizard, it will grow back.
- Bir kertenkelenin kuyruğunu kesersen, o tekrar uzar.
Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors?
- Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?
After cutting habanero peppers, be careful not to rub your eyes.
- Habanero biberlerini kestikten sonra gözlerini ovalamamak için dikkatli ol.
A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding.
- Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.
Upon the day appointed for their execution she cut off her hair and dressed herself as if going to a fete.
- Onların idamı için belirlenen günde, o sanki şölene gidiyormuş gibi saçını kesti ve giyinip kuşandı.
It's easy to cut cheese with a knife.
- Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.
The tip of the knife blade is sharp.
- Bıçak ağzının ucu keskindir.
Rock breaks scissors. Scissors cut paper. Paper smothers rock.
- Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.
Stop, you're breaking my heart.
- Kes, kalbimi kırıyorsun.
Tom's arm must be amputated.
- Tom'un kolu kesilmeli.
Tom had one of his legs amputated.
- Tom bacaklarından birini kestirdi.
Stop acting like this Tom! I'm tired of this nonsense! Just have done with it already!
- Böyle davranmayı kes Tom! Bıktım bu saçmalıktan! Bırak bu işleri artık!
What you have done is absolutely inexcusable.
- Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.
Tom slit Mary's throat.
- Tom Mary'nin boğazını kesti.
The police think that Tom was stabbed before his throat was slit.
- Polisler onun gırtlağı kesilmeden önce, Tom'un bıçaklandığını düşünmektedir.
You're not a child anymore so cut it out!
- Artık bir çocuk değilsin bu yüzden kes artık.