التركية - الإنجليزية
تعريف kasnak في التركية الإنجليزية القاموس.
- hoop
- pulley
He drew his water, which was excellent, from a very deep natural well, above which he had set up a very simple pulley block.
-O, mükemmel olan çok derin doğal bir kuyudan suyunu çekti, bunun üzerine çok basit bir kasnak bloğu kurdu.
The river is six miles deep in some areas and the only way to cross it is using a pulley and a rope.
-Nehir bazı bölgelerde altı mil derinliğinde ve onu geçmenin tek yolu bir kasnak ve bir ip kullanmak.
- embroidery frame
- tabouret
- hoop, rim; embroidery frame, embroidery hoop; belt pulley
- rim
- mech. grooved rim (of a wheel)
- taboret
- embroidery hoop, tambour
- hoop or rim (of a sieve or tambourine)
- wrestling grasping the opponent's waistband with the fingers inside and the thumb out
- reinforced waistband of a wrestler's leather trousers
- cylinder
- tambour
- stretcher
- (Mekanik) balance wheel
- roller
- drum
- frame
- idler
- balancing wheel
- sheave
- belt pulley
- Kasnak meşesi
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: kayıngiller,betuliye,palamutlular) Kasnak oak
- kasnak işi
- tambour, embroidery made on a tambour frame
- kasnak kayışı mech
- belt
- kasnak vuruş (davul)
- (Muzik) rimshot
- kasnak yüzü
- pulley face
- kademeli kasnak
- cone pulley
- avara kasnak
- idler pulley
- avara kasnak
- guide pulley, idler
- avara kasnak işlemek
- to idle
- avara kasnak işlemek
- to spin one's wheels, work without accomplishing anything
- basamaklı kasnak
- cone pulley
- dingil kasnak
- flat-belt axle-pulley
- kılavuz kasnak
- guide pulley, jockey pulley
- oluklu kasnak
- grooved drum
- oluklu kasnak
- sheave
- sabit kasnak
- fixed pulley
- çemberli kasnak
- rim wheel
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف kasnak في التركية التركية القاموس.
- Bir mimari yapıda kubbenin oturduğu ve yapının üslubuna, türüne göre çokgen yada yuvarlak olan kaide
- Bir sütunun gövdesini oluşturan silindir biçimindeki taşların her biri
- Nakış işlemek için gergef gibi kullanılan, kumaşı germeye yarayan, tahtadan çember
- Davul, gergef, elek gibi nesnelerin çerçevesi
- Pehilivanların giydiği kispetin bele gelen bölümü
- Kıyıları oluk biçiminde pervazlı, metal ve tahtadan yapılmış çember
- Makinelerde, bir milden başka mile hareket geçiren kayışların takıldığı demir çember
- Pehlivanların giydikleri kispetin bele gelen bölümü
- Kalbur ve tel gibi şeylerin tahta çemberi
- Yuvarlak tahta
- Enli çember
- Sofrada sini altına konan yuvarlak elek çerçevesi
- paça kasnak
- Yağlı güreşte, güreşçinin bir elini rakibinin paçasından, öteki elini de apış arasından geçirerek kispetin belinden kavrayıp karşısındakini yenmek için sırt üstü çevirmesi biçiminde uygulanan bir oyun