Tom is quite charismatic.
- Tom oldukça karizmatik.
He's not a charismatic leader.
- O karizmatik bir lider değil.
Tom thought it looked cool.
- Tom onun karizmatik göründüğünü düşündü.
No matter what Tom wears, he looks cool.
- Tom ne giydiği fark etmeden, o karizmatik görünür.