karakterlik

listen to the pronunciation of karakterlik
التركية - الإنجليزية
(Kanun) distinctive
that is characteristic or typical of something
that serves to distinguish between things
Marks that present a unique commercial impression
Elegant, refined character that sets the wine apart on its own
serving to distinguish or identify a species or group; "the distinguishing mark of the species is its plumage"; "distinctive tribal tattoos"; "we were asked to describe any identifying marks or distinguishing features"
Having the power to distinguish and discern; discriminating
Possessing a unique design which distinguishes a product from other similar products
Something that is distinctive has a special quality or feature which makes it easily recognizable and different from other things of the same type. His voice was very distinctive. + distinctively dis·tinc·tive·ly the distinctively fragrant taste of elderflowers + distinctiveness dis·tinc·tive·ness His own distinctiveness was always evident at school. having a special quality, character, or appearance that is different and easy to recognize
possible to classify
{s} special, unique, different
Marking or expressing distinction or difference; distinguishing; characteristic; peculiar
of a feature that helps to distinguish a person or thing; "Jerusalem has a distinctive Middle East flavor"- Curtis Wilkie; "that is typical of you!"
of a feature that helps to distinguish a person or thing; "Jerusalem has a distinctive Middle East flavor"- Curtis Wilkie; "that is typical of you!
karakter
character

Everyone has a character of his own. - Herkesin kendi karakteri var.

One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank. - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.

karakter
{i} personage
karakter
persona

Recognize and respect the personality of a person. - Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.

The character depends on personality, not on talent. - Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.

karakter
{i} form

Representative democracy is one form of government. - Karakteristik demokrasi, ülke yönetiminin bir şeklidir.

karakter
personality

He's a well-known television personality. - O tanınmış bir televizyon karakteridir.

The character depends on personality, not on talent. - Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.

karakter
bits per character
karakter
makeup
karakter
(Bilgisayar) characters

One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank. - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.

All the characters in this book are imaginary. - Bu kitaptaki tüm karakterler hayalidir.

karakter
trait

The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage. - Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.

karakter
streak
karakter
texture
karakter
(Bilgisayar) characters per inch
karakter
complexion
karakter
char

One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank. - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.

The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character. - Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.

karakter
disposition
karakter
fiber
karakter
stamp
karakter
in character

Which of your parents do you take after in character? - Karakter olarak hangi ebeveynine benziyorsun?

karakter
constitution

He has a strong constitution. - Onun güçlü bir karakteri var.

karakter
strain
karakter
fibre
karakter
person

Your name affects your personality. - Adın karakterini etkiliyor.

José showed himself to be a person of bad character. - Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.

karakter
self
karakter
character, personality, disposition " özyapı, ıra, seciye; character
التركية - التركية

تعريف karakterlik في التركية التركية القاموس.

KARAKTER
(Osmanlı Dönemi) yun. Huy. Mizac. Seciye. Bir şeyi benzerlerinden ayırdetmeğe yarayan temel hususiyet
karakter
Bireyin kendi kendisine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü
karakter
Basımda harf türü
karakter
Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse
karakter
Bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen ana özellik, öz yapı, seciye
karakter
Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi: "Pek uysal, tatlı, neşeli karakterine rağmen dostum kavgacıdır."- R. H. Karay. Üstün, manevi özellik: "Yıldız'ın iyi bir eğitimi, kuvvetli bir karakteri var."- A.Gündüz
Karakter
öz yapı
Karakter
(Hukuk) SECİYE
karakter
Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu; duygulanma ve davranış biçimi
karakter
Üstün, manevî özellik
karakter
Bir edebiyat yapıtında duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse
karakterlik
المفضلات