There really is no comparison.
- Gerçekten karşılaştırma yok.
What a ridiculous comparison!
- Ne komik bir karşılaştırma!
Your analogy isn't correct.
- Senin karşılaştırman doğru değil.
Compare your translation with the one on the blackboard.
- Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
Your achievements cannot be compared with mine.
- Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.
You're comparing chalk and cheese!
- Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!
You're comparing apples with oranges.
- Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.
Spring has come later this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.
Spring has come early this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında, bahar bu yıl erken geldi.
I'm not worried about comparisons.
- Karşılaştırmalar için endişelenmiyorum.
Comparisons are difficult.
- Karşılaştırmalar zordur.