kapsayan

listen to the pronunciation of kapsayan
التركية - الإنجليزية
including
involved
embracing
containing
covering
comprising
wraparound
{s} inclusive
herkesi kapsayan
(deyim) across the board
kapsa
{f} including
herkesi kapsayan
(deyim) encompassing
önceki olayları kapsayan
(Ticaret) retroactive
kapsa
{f} comprising
kapsa
{f} subsuming
kapsa
enclose
kapsa
{f} cover

The warranty doesn't cover normal wear and tear. - Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.

The insurance covers everything here. - Sigorta buradaki her şeyi kapsar.

kapsa
{f} involving
kapsa
{f} covering
kapsa
{f} containing
kapsa
{f} contained
kapsa
subsume
britanya'daki tüm trenleri kapsayan tarife
Bradshaw
eosin kapsayan veya ilişkin
eosinic
flor kapsayan
fluo
geniş bir alanı kapsayan
sweeping
geçmişi de kapsayan
retrospective
ileriyi de kapsayan
anticipatory
kapsa
covered

Accidental damage isn't covered by the warranty. - Kaza hasarları garanti kapsamında değildir.

Tom is no longer covered by his parents' health insurance. - Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.

oksijen kapsayan asit
oxyacid
oksijen kapsayan bir asit
(Kimya) oxygen acid
ozon kapsayan
ozonic
pektin kapsayan
pectic
tungsten kapsayan
tungstenic
öncesini kapsayan
retroactive
التركية - التركية

تعريف kapsayan في التركية التركية القاموس.

kapsa
Romalılar'ın el yazması rulolarını ve tuvalet eşyalarını koydukları, çoğunlukla silindir biçiminde tahta, fildişi veya medenden kutu
kapsayan
المفضلات