You seem to be out of gas.
- Benzininiz kalmamış gibi görünüyorsunuz.
This book, which was once a best seller, is now out of print.
- Bir zamanlar bir best seller olan bu kitabın artık baskısı kalmamış.
How long will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
I want to stay here longer.
- Burada daha uzun kalmak istiyorum.
We stayed overnight in Hakone.
- Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
A man named George was staying at a hotel.
- George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
- Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
There were few students remaining in the classroom.
- Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
- Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.
He remains loyal to his principles.
- O, prensiplerine sadık kalıyor.