kalakalmak

listen to the pronunciation of kalakalmak
التركية - الإنجليزية
to stand aghast
to be left open-mouthed, be left dumbstruck
kal
{f} remain

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I'd like to stay one more night. Is that possible? - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

kal
{f} staying

Kentaro is staying with his friend in Kyoto. - Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.

I'm now staying at my uncle's. - Şu an amcamın evinde kalıyorum.

kal
{f} remaining

There were few students remaining in the classroom. - Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

He remains calm in the face of danger. - O, tehlike karşısında sakin kalır.

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kalakalmak في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

kal
Era
kal
Strife
الإنجليزية - التركية

تعريف kalakalmak في الإنجليزية التركية القاموس.

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)