Words fly, texts remain.
- Söz uçar, yazı kalır.
How long will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
I want to stay here longer.
- Burada daha uzun kalmak istiyorum.
I can't stay here forever.
- Sonsuza dek burada kalamam.
A man named George was staying at a hotel.
- George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
There were few students remaining in the classroom.
- Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.
The hotel remains closed during the winter.
- Otel kış boyunca kapalı kalır.
Çocukların isteklerini kal'e almadılar.
Tom said goodbye to Mary.
- Tom Mary'ye hoşça kal dedi.
I've come to say goodbye.
- Hoşça kal demek için geldim.