kail

listen to the pronunciation of kail
الإنجليزية - التركية
lahana çorbası
para
kale,kail
İskoç lahana çorbası
kale,kail
lahana familyasından kıvırcık yapraklı bir sebze
kale,kail
Crambe maritima
kale,kail
para
التركية - التركية
İnanmış, aklı yatmış
Aklı yatmış
Söyleyen. İnanmış, aklı yatmış: "İkimiz de bu odayı tutmakla çok akıllılık ettiğimize kaildik."- M. Ş. Esendal
Söyleyen
(Osmanlı Dönemi) söyleyen, anlatan, nakleden; inanan, boyun eğmiş, razı olmuş
KAİL
(Hukuk) Razı; razı olmuş; boyun eğmiş; söyleyen
KAİL
(Osmanlı Dönemi) Söyleyen. Anlatan. Nakleden. Söz sahibi. İnanmış
KAİL
(Osmanlı Dönemi) Boyun eğmiş. Rıza göstermiş, razı olmu
kail olmak
İnanmak; razı olmak
kail
المفضلات