President Jefferson was angry.
 - Başkan Jefferson kızmıştı.
Tom was angry with himself for being late.
 - Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.
He married a Canadian girl.
 - O, Kanadalı bir kızla evlendi.
I sometimes wonder if I am a girl.
 - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
This little girl let the birds escape.
 - Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.
He looks like the yellow angry bird.
 - O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.
A good daughter will make a good wife.
 - İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
I'm Helen Cartwright's daughter.
 - Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.
That girl whose hair is long is Judy.
 - Saçı uzun olan kız Judy.
That girl who has long hair is Judy.
 - Uzun saçlı o kız Judy'dir.
Mary was the only girl wearing a skirt.
 - Mary etek giyen tek kızdı.
The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
 - Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
 - Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
I've got a queen of hearts.
 - Benim bir kupa kızım var.
I resent the way he treated me.
 - Onun bana davranma şekline kızıyorum.
They may feel some resentment.
 - Biraz kızgınlık hissedebilirler.
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
 - Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
That girl who's wearing a scarf is a virgin.
 - Bir eşarp takan o kız bakire.
He married a Canadian girl.
 - O, Kanadalı bir kızla evlendi.
Betty is a pretty girl, isn't she?
 - Betty güzel bir kızdır, değil mi?
I like roast chicken.
 - Fırında kızartılmış tavuğu severim.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
 - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
 - Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
Since 1990, eleven female students received the award.
 - 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
I'm beginning to miss my girlfriend.
 - Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.
I really miss my girlfriend.
 - Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
What's your wife's maiden name?
 - Karınızın kızlık soyadı nedir?
What's your mother's maiden name?
 - Annenin kızlık soyadı nedir?
What's your mother's maiden name?
 - Annenin kızlık soyadı nedir?
Mary went back to using her maiden name.
 - Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
 - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
Dad uses fire to roast a chicken.
 - Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
 - Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
 - Mary kız terlikleri giydi.
Jill is the only girl in our club.
 - Jill Kulübümüzde tek kız.