küfürlü

listen to the pronunciation of küfürlü
التركية - الإنجليزية
{s} abusive

The team wanted the coach fired for his abusive behavior. - Takım onun küfürlü davranışı için koçun kovulmasını istedi.

She survived an abusive childhood. - O küfürlü bir çocukluk atlattı.

scurrilous

It was a scurrilous attack. - Küfürlü bir saldırıydı.

scurrilous, foul
bad

The cursing tongue is an indication of a bad heart. - Küfürlü dil, kötü bir kalbin işaretidir.

slangy
sanguinary
foul

Tom had a very foul mouth. - Tom'un çok küfürlü bir ağzı vardı.

küfür
swearing

Swearing relieves the pain. - Küfür etmek ağrıyı hafifletir.

Russian speech without swearing turns into a report. - Küfürsüz bir Rus konuşması bir rapor haline dönüşür.

küfür
swearword
küfürlü dil
abusive language
küfürlü dil
bad language
küfürlü konuşma
billingsgate
küfürlü konuşmak
talk dirty
küfürlü konuşmak
talk billingsgate
küfür
{i} cuss
küfür
sacrilege
küfür
curse

The coffee has got to be as hot as a girl's kiss on the first date, as sweet as those nights in her arms, and as dark as the curse of her mother when she finds out. - Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.

He knows how to curse in Chinese. - Çince nasıl küfür edileceğini bilir.

küfür
(Kanun) swear

He often swears when he is angry. - Kızgın olduğunda sık sık küfür eder.

I cannot swear at a policeman. - Bir polise küfür edemem.

küfür
profane
küfür
scurrilously
küfür
billingsgate
küfür
oath
küfür
abuse
küfür
purple language
küfür
profanity

Tom never uses profanity. - Tom asla küfür kullanmaz.

küfür
swearing, using profanity, cussing
küfür
contumely
küfür
invectives
küfür
swearword, oath, cuss
küfür
expletive
küfür
strong language
küfür
swearword, abuse, oath, curse, strong language; blasphemy, impiety, sacrilege
küfür
scurrility
küfür
a bad word
küfür
invective
küfür
blasphemy

Praise is more valuable than blasphemy. - Hamd küfürden daha değerlidir.

The angry mob wanted Jesus killed for blasphemy. - Öfkeli kalabalık küfür için İsa'nın öldürülmesini istedi.

küfür
cuss word
küfür
(-frü) ungodliness, impiety, blasphemy; atheism; polytheism
küfür
revilement
küfür
cussword
التركية - التركية

تعريف küfürlü في التركية التركية القاموس.

küfür
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü: "Neydi o kaba saba konuşmalar, o çirkin küfürler!"- A. İlhan
küfür
(Osmanlı Dönemi) Allah'ı inkâr etme, inançsızlık dinsizlik
KÜFÜR
(Hukuk) Sövme, sövgü
Küfür
bayramlık ağız
küfür
Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme ve bu yolda söylenen söz
küfür
Olumlu işleri kötü gösterme, varlıkları inkâr etme
küfür
Olumlu işleri kötü gösterme, varlıkları inkâr etme: "Her şeyi inkâr eden küfür devresi gelmemiş olsaydı, şüphesiz bu güzel şeyler sönüp gitmeyecekti."- M. Ş. Esendal
küfür
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü
küfür
Tanrı 'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme ve bu yolda söylenen söz
küfürlü
المفضلات