körleşmek

listen to the pronunciation of körleşmek
التركية - الإنجليزية
(for a well) to go dry
(gözler) to become blind; (kesici araç) to become blunt; to dull; to become useless; to go dry
(for a place) to cease to attract people, become dead
(for a wound) to begin to heal
(for one's mental powers) to decline, fail
(for a cutting implement) to become dull
dull
kör
blind

Never take a blind man's arm. Let him take yours. - Asla kör bir adamın kolunu tutmayınız. O sizinkini tutsun.

Her right eye is blind. - Onun sağ gözü kördür.

kör
dull

The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife. - Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.

I can't write with this dull pencil. - Bu kör kalemle yazamıyorum.

kör
dead
kör
blank
kör
sightless
kör
eyeless
kör
blind person
Kör
unblind
kör
(bıçak) blunt
Kör
(Tıp) amaurotic
kör
stone-blind
kör
mole eyed
kör
blind as a bat

He's as blind as a bat. - O, bir yarasa kadar kör.

Without his glasses, he is as blind as a bat. - O, gözlükleri olmadan bir yarasa kadar kördür.

kör
blind; (bıçak, vb.) blunt, dull; (kuyu) dry
kör
blunt

The knife was so blunt that I could not cut the meat with it and I resorted to my pocket knife. - Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve çakıma başvurdum.

Dan dislikes Matt because he's blunt and insensitive. - Dan Matt'i kör ve duyarsız olduğu için sevmiyor.

kör
unsighted
kör
blind, dead-end
kör
(in expressions) bad, evil; unlucky
kör
(kuyu) disused
kör
obtuse
kör
dim (light)
kör
unseeing
kör
dull, not sharp
kör
not sharp
kör
blind, unaware of what's happening
kör
stone blind
kör
(Anatomi) coecus
التركية - التركية
Kesmez, işlemez veya yararlanılmaz duruma gelmek
Değer, önem veya yeteneğini yitirmiş duruma gelmek
kör
Az aydınlık veren
kör
Bu kelime bazı deyimlerde kötüleyici bir sıfat gibi kullanılır
kör
Görme engelli
kör
Duyarlığını yitirmiş: "Muhitimiz bize karşı her an kör, sağır ve şuursuzdur."- A. Ş. Hisar
kör
Bu kelime bazı deyimlerde kötüleyici bir sıfat gibi kullanılır: "Vakıa bu kör siyaset yüzünden Türklük Rumeli'den çıktı."- Y. K. Beyatlı
kör
Az aydınlık veren: "Sahanlığın üstünde bir kör kandil yanıyordu."- H. R. Gürpınar
kör
Duyarlığını yitirmiş
kör
Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan
kör
Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan
kör
Keskinliği yeterli olmayan
kör
Görme engelli: "Körü körüne duygululuk sanatçıyı da, körün değneğiyle yolunu araması gibi zavallı duruma düşürür."- N. Cumalı
körleşme
Körleşmek işi
körleşmek
المفضلات