köleleştirme

listen to the pronunciation of köleleştirme
التركية - الإنجليزية
enslavement
The act of enslaving or the state of being a slave; bondage
{n} an enslaving, state of slavery, bondage
the act of making slaves of your captives the state of being a slave; "So every bondman in his own hand bears the power to cancel his captivity"--Shakespeare
The act of reducing to slavery; state of being enslaved; bondage; servitude
the act of making slaves of your captives
Enslavement is the act of making someone into a slave or the state of being a slave. the enslavement of African people
the state of being a slave; "So every bondman in his own hand bears the power to cancel his captivity"--Shakespeare
Enslavement is the state of being trapped in a situation from which it is difficult to escape. the analysis of women's enslavement to appearance
{i} state of being enslaved to someone or something
köle
slave

He guaranteed his slaves' freedom. - O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.

Lincoln agreed that all slaves should be freed. - Lincoln bütün kölelerin serbest bırakılmasını kabul etti.

köle
{i} thrall
köle
{i} Helot
köle
trimer
köle
bond slave
köle
captive
köle
servile
köle
bondsman
köle
minion
köle
liegeman
köle
servant

The Emperor ordered one of his servants to kill himself. - İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti.

köle
liege
köle
human being

Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings. - Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.

Köleleştirmek
enserf
köle
thralls
köle
chattel slave
köle
bondwoman
köle
(kadın) bondswoman
köle
man Friday
köle
chattel
köle
mameluke
köle
drudge
köle
bondman
köle
contraband
köle
serf
köle
bondslave
köle
creature
köleleştirmek
to make (someone) into a slave
التركية - التركية
Köleleştirmek işi
KÖLE
(Osmanlı Dönemi) t. Bütün tarihî devirlerde başka milletlerden, yabancılardan zorla kaçırılıp hürriyetten mahrum hale getirilerek hizmette kullanılan erkek. (İslâmiyet köleliği en âdil usullerle kaldırmağa çalışmış ve Resul-i Ekrem (A.S.M.), insanları kölelikten kurtarmayı ibadet olarak ilân etmiştir.)
Köle
(Osmanlı Dönemi) ABİD
Köle
memlük
Köle
esir
Köle
(Hukuk) ABD
Köle
memlûk
Köle
(Hukuk) SERF
köle
Birinin emri altında bulunan, özgür olmayan kimse
köle
Savaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten mahrum bırakılan veya başkasından satın alınan erkek, kul, esir
köle
Savaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan veya başkasından satın alınan erkek, kul, esir
köle
Herhangi bir şeye aşırı derecede bağlı olan kimse
köleleştirmek
Köle durumuna getirmek
köleleştirmek
Köle durumuna getirmek: "Köleleştiren vazifeden kaç, içinden gelmeyen işi yapma."- C. Meriç
köleleştirme
المفضلات