kâhya

listen to the pronunciation of kâhya
التركية - الإنجليزية
{i} butler

I don't have a butler. - Benim bir kahyam yok.

I wish I had a butler like Tom. - Keşke Tom gibi bir kahyam olsa.

housekeeper

This old house needs a good housekeeper. - Bu eski evin iyi bir kahyaya ihtiyacı var.

I have a housekeeper. - Benim bir kâhyam var.

butler

I don't have a butler. - Benim bir kahyam yok.

I wish I had a butler like Tom. - Keşke Tom gibi bir kahyam olsa.

utility man
chamberlain
major-domo
factor
bailiff
person who is in charge of the queue at a shared-taxi stand
person who looks after parked cars; parking lot attendant
estate agent
steward, major-domo; butler; parking lot attendant; busybody
factotum
do-all
busybody
steward
hist. steward, majordomo
factor
steward
reeve
seneschal
majordomo
major domo
do all
kâhya kadın formerly
1. chief female servant in a harem. 2. housekeeper. (başına)
kâhya kesilmek
to begin to stick one's nose into (someone else's) business
kel kâhya
Bald Butler
kel kâhya
person who's good at nothing but interfering
ortaçağda büyük evlerdeki kâhya
seneschal
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Büyük konaklarda ev işlerini idare eden kimselerle san'at ve ticaret sahiplerinin işlerine bakmak üzere hükümet tarafından seçilen kimselere eskiden verilen addır
Başkasının işine karışan kimse
Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse: "Çiftliğe yeni bir kâhya tuttuk, Ziraat Mektebi mezunuymuş."- A. İlhan
Esnaf kuruluşlarında lonca başkanı
Başkasının işine karışan kimse: "Ben, dedim, herkesin kâhyası değilim."- M. Ş. Esendal
Değnekçi
Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse
kizir
kethüda
kel kahya
Kendisini ağa gibi göstermek isteyen zavallı kimse
kel kahya
İlgisi olsun olmasın her şeye karışan kimse