inkar

listen to the pronunciation of inkar
التركية - الإنجليزية
denial

The police didn't believe his denial. - Polisler onun inkarına inanmadı.

Denial is a terrible thing. - İnkâr korkunç bir şeydir.

disavowal
contradiction
denial, refusal
ignoring
dereliction
abnegation
refusal
impugnment
denegation
contest
negation
contestation
disallowance
nay
repudiation
disaffirm
palinode
disavow
inkâr etmek
deny

Denying a quality education to the children of working families is as wrong as denying health care or child care to working families. - Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.

There is no denying the fact that smoking is harmful. - Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok.

inkâr edilemez
undeniable

The truth is undeniable. - Gerçek inkar edilemez.

The fact that they came here is undeniable. - Onların buraya geldiği gerçeği inkar edilemez.

inkâr etmek
disclaim
inkâr etmek
negate
inkâr etmek
repudiate
inkar eden
deny
inkar etme
deny
inkâr eden kimse
denier
inkâr edilebilir
deniable
inkâr edilebilir
controvertible
inkâr edilebilir
impugnable
inkâr edilemez
incontrovertible
inkâr edilemez
irrefutable

Even today, his theory remains practically irrefutable. - Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.

inkâr edilemez
indisputable
inkâr edilemez
incontestable
inkâr edilemez
irrefragable
inkâr etmek
disallow
inkâr etmek
disown
inkâr etmek
disavow
inkâr etmek
to deny, to gainsay, to negate
inkâr etmek
go back on
inkâr etmek
abnegate
inkâr etmek
gainsay
inkâr etmek/dan gelmek
to deny
inkar etmek
contradict
inkâr etmek
contradict
inkar etmek
to deny
cürümünü inkâr etmek
to deny the crime that one has committed
inkar etmek
disacknowledge
inkar etmek
disaffirm
kesin inkar
(Konuşma Dili) flat contradiction
kesin inkar
(Konuşma Dili) flat denial
tehlike karşısında dinini inkâr eden kimse
confessor
yeminle inkâr etmek
forswear
التركية - التركية
Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma
Yadsıma
(Osmanlı Dönemi) inanmama, tanımama, reddetme, bir şeyin yokluğunu iddiâ etme
İNKÂR
(Osmanlı Dönemi) Reddetme. Bak: Nefy
İNKÂR
(Osmanlı Dönemi) Yapmadım deme ve ayak direme
İNKÂR
(Osmanlı Dönemi) Bilmeme, tanımama. Yaptığını ve söylediğini gizleme
İnkâr
(Osmanlı Dönemi) NÜKR
İnkâr etmek
(Osmanlı Dönemi) TECAHÜD
İnkâr etmek
(Osmanlı Dönemi) LATT
İnkâr etmek
(Osmanlı Dönemi) BITR
İnkâr etmek
(Osmanlı Dönemi) İSTİNKÂR
İnkâr etmek
(Osmanlı Dönemi) TASMİM
İnkâr etmek
(Osmanlı Dönemi) TEEBBİ
inkar
المفضلات