الإنجليزية - التركية
تعريف inflammable liquors, liveliness, life في الإنجليزية التركية القاموس.
- spirits
- İng. alkollü içkiler
- spirits
- alkol
- spirits
- sert içki
- spirits
- keyif
O, eve keyifsiz geldi.
-She came home in low spirits.
- spirits
- methylated spirits mavi ispirto
- spirits
- moral
Bugün onun morali yüksek.
-He is in high spirits today.
Kız arkadaşı terk ettikten sonra aylarca morali bozuk gezdi.
-He was in low spirits for months after his girlfriend left him.
- spirits
- {i} alkollü içkiler
- spirits
- ispirtolu eriyik
- spirits
- götür
- spirits
- in low spirits keyifsiz
- spirits
- i., çoğ
- spirits
- ecza. damıtılarak elde edilen alkollü/alkolsüz sıvı: methylated spirits mavi ispirto
- spirits
- damıtılmış öz
- spirits
- spirits of ammonia nışadırruhu
- spirits
- ruh
Ciddi yaralarına rağmen onların hepsi iyi ruh hali içindeydi.
-For all their serious wounds, all of them were in good spirits.
Onun taktığı tılsım kötü ruhları uzaklaştırması gerekiyor.
-The talisman he's wearing is supposed to ward off evil spirits.
- spirits
- metilik alkol
- spirits
- in high spirits keyfi yerinde
- spirits
- ruhlar/moral
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف inflammable liquors, liveliness, life في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} spirits
inflammable liquors, liveliness, life
الواصلة
in·flam·ma·ble liquors, liveliness, lifeالنطق
Resimler
المفضلات