Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.
- The speaker tried to incite the people to rebellion.
Suçu işlemesi için onu tahrik ettiler.
- They incited him to commit the crime.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
I didn't mean to offend you.
- Seni incitmek istemedim.
I apologize if I offended you.
- Seni incittiysem özür dilerim.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
Tom injured himself at work today.
- Tom bugün çalışırken kendini incitti.
Tom injured his back playing tennis.
- Tom tenis oynarken sırtını incitti.
I feared they might injure themselves.
- Kendilerini incitebileceklerinden korktum.
Tom injured himself at work today.
- Tom bugün çalışırken kendini incitti.
We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.
- Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.
Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful.
- Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.