in support of

listen to the pronunciation of in support of
الإنجليزية - التركية
yararına
doğrulayan
lehine
desteklemek için
(Askeri) DESTEĞİNDE, DESTEKLENMEKTE: Bir birliğin esas komuta ve emir bağlılığına halel gelmeksizin diğer bir birliğe yardım etmesi veya bunu koruması
behind
{e} ardındaki

Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti. - Tom's time behind bars is over.

Saldırıların ardındaki kimdi? - Who was behind the attacks?

behind
arkaya
behind
geriye

Tom koltuğunda geriye doğru yaslandı ve ellerini başının arkasına koydu. - Tom leaned back in his chair and put his hands behind his head.

Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü. - Tom heard a noise behind him and turned around.

behind
geride

Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil. - This is why Tatoeba is multilingual. But not that kind of multilingual. Not the kind where languages are simply being paired up together, and where some pairs are left behind.

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak. - Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.

behind
arkada

Beni arkada bırakmayın! - Don't leave me behind!

Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı. - Unable to keep up with his friends, he fell behind at last.

behind
arkadan

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

Arkadan saldırıya uğradık. - We were attacked from behind.

behind
gerisinde

Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim. - I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.

O metotlarında zamanın gerisindedir. - He's behind the times in his methods.

behind
(İnşaat) arkasında

Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti. - The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.

Arkasında zengin bir destekleyicisi var. - He has a wealthy supporter behind him.

behind
{i} kıç (Argo)
behind
in gerisinde
behind
geç

Biz arabanın arkasına geçtik ve ittik. - We got behind the car and pushed.

İlk otobüs on dakika geç hareket edecek. - The first bus will leave 10 minutes behind time.

behind
geri kalmış

Saat on dakika geri kalmış. - The clock is ten minutes behind.

behind
{e} ardından

Güneş bulutların ardından çıktı. - The sun came out from behind the clouds.

Güneş bulutların ardından çıktı bile. - Even the sun popped out from behind the clouds.

behind
behindhand z
behind
zamana ayak uyduramamak
behind
borca batmış
behind
dili kıç
behind
be behind the times geri kafalı olmak
in support
(Askeri) direkt topçu desteği
الإنجليزية - الإنجليزية
behind
with
in support of

    الواصلة

    in sup·port of

    التركية النطق

    în sıpôrt ıv

    النطق

    /ən səˈpôrt əv/ /ɪn səˈpɔːrt əv/

    فيديوهات

    ... when he moved to New York City at age nine last month thanks to the support of ...
    ... effectively heals itself with the support of someone else ...
المفضلات