in pursuit of seeking

listen to the pronunciation of in pursuit of seeking
الإنجليزية - التركية

تعريف in pursuit of seeking في الإنجليزية التركية القاموس.

after
{s} sonraki

Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler. - In their discourse after dinner, they talked about politics.

Nagoya'dan sonraki durak nedir? - What's the stop after Nagoya?

after
arkasından

Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu. - A bunch of children ran after the rabbit.

Biz onun arkasından odaya girdik. - We entered the room after him.

after
conj. dikten sonra
after
yüzünden

O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı. - She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.

O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi. - He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.

after
tarihinden sonra
after
in ardından
after
sonrası

Tom gece yarısı sonrasına kadar eve gitmedi. - Tom didn't get home until after midnight.

Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı. - After a brief fight, they won.

after
(Askeri) gemicilikte kıça yakın
after
-e rağmen
after
(Bilgisayar) yandaki süre sonunda
after
sonraları

Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok. - We have no classes on Wednesday afternoons.

Ben öğleden sonraları sık sık verandanın üstüne oturup okurum. - I often sit on the porch and read in the afternoon.

in pursuit of
in ardından
in pursuit of
peşinden
in pursuit of
takiben
in pursuit of
ardından
in pursuit of
peşinde

Çoğu insan mutluluğun peşinde yaşıyor. - Most people live in pursuit of happiness.

Hayatını gerçeğin peşinde geçirdi. - She spent her life in pursuit of the truth.

after
den sonra
after
hakkında

Okuldan sonra onun hakkında konuşalım. - Let's talk about it after school.

Senin hakkında bu kadar endişe etmeme gerek yoktu.Tom'un sana bakacağını bilmeliydim. - I needn't have been so worried about you. I should've known that Tom would look after you.

after
-ın ardından/arkasından/peşinden
in pursuit of
-in peşinde
after
{e} için, yüzünden; -den dolayı
after
{e} göre

Hava tahminine göre bu öğleden sonra yağmurlu olacaktı ama öyle olmadı. - The weather forecast said that it would rain this afternoon, but it didn't.

Bu öğleden sonra seni tekrar göreceğim. - I'll see you again this afternoon.

after
{s} sonra gelen

Fırtınadan sonra gelen sakinlik. - The calm that comes after the storm.

after
(bağlaç) dikten sonra
in pursuit of
-i takip, -in peşinde
after
(sıfat) sonraki, izleyen, sonra gelen
after
(zarf) sonra, daha sonra, ardından, arkasından
in pursuit of
aranmasında
الإنجليزية - الإنجليزية
after
in pursuit of seeking

    الواصلة

    in pur·suit of seek·ing

    التركية النطق

    în pırsut ıv sikîng

    النطق

    /ən pərˈso͞ot əv ˈsēkəɴɢ/ /ɪn pɜrˈsuːt əv ˈsiːkɪŋ/
المفضلات