Ek olarak beş dolar ödedim.
- I paid five dollars in addition.
Maaşına ek olarak biraz geliri var.
- He has some income in addition to his salary.
Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır.
- In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.
İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.
- In addition to English, he speaks German.
O yakışıklıdır. Ayrıca sporda iyidir.
- He is handsome. In addition, he is good at sport.
Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
Biz her zaman altta değil ve üstte olabilir miyiz?
- May we always be on top and not at the bottom.
İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
- I had to pay 5 dollars in addition.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
- In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
- Tom put his wallet on top of the dresser.
Kayakları arabanın üstüne koydu.
- He put the skis on top of the car.
Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı.
- It was cold, and in addition, it was windy.
... in addition to cuts. ...
... show you phones in a second as well. But before we do, I want to show you that in addition ...