ilkeli

listen to the pronunciation of ilkeli
التركية - الإنجليزية
principled

Tom is principled, isn't he? - Tom ilkeli, değil mi?

Based on, having or manifesting principles
approval If you describe someone as principled, you approve of them because they have strong moral principles. She was a strong, principled woman
{s} having integrity, abiding by moral values and beliefs
based on or manifesting objectively defined standards of rightness or morality; "principled pragmatism and unprincipled expediency"; "a principled person
ilke
principle

You must live up to your principles. - İlkelerine uyarak yaşamalısın.

You must act according to your principles. - İlkelerine göre hareket etmelisin.

ilkeli olmak
be principled
ilkeli olmak
have principles
ilke
{i} tenet
ilke
{i} basis
ilke
motto
ilke
{i} guideline
ilke
principal
ilke
(Dilbilim) maxim
ilke
rule

Majority rule is a basic principle of democracy. - Çoğunluk kuralı demokrasinin temel ilkesidir.

ilke
teaching
ilke
(Ticaret) norm
ilke
precept
ilke
gospel
ilke
cause

When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals. - Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.

ilke
rudiments
ilke
law
ilke
principle; element, basic unit; basis
ilke
basic unit: Atomlar, cisimleri oluşturan ilkelerdir. Atoms are the basic units of which material things are composed
ilke
doctrine
ilke
canon
ilke
keynote
ilke
principle; (a) fundamental, (an) essential
ilke
(Hukuk) basis, principle
İlke
policy

Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy. - Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.

That would violate our policy. - Bu bizim ilkelerimizi ihlal eder.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف ilkeli في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

ilke
Same - Geoffrey Chaucer
ilke
Same
التركية - التركية

تعريف ilkeli في التركية التركية القاموس.

ilke
Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, öge, unsur
ilke
Davranış kuralı: "Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır
ilke
Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, prensip
ilke
Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip
ilke
Prensip
ilke
Temel bilgi
ilke
Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip: "İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı."- H. Taner
ilke
Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma."- N. Ataç
ilke
Davranış kuralı
İLKE
(Osmanlı Dönemi) Bak: Unsur - Umde - Mebde
İlke
(Hukuk) UMDE
ilkeli
المفضلات