hereditary succession to a title or an office or property

listen to the pronunciation of hereditary succession to a title or an office or property
الإنجليزية - التركية

تعريف hereditary succession to a title or an office or property في الإنجليزية التركية القاموس.

heritage
miras

Bana her zaman mirasımla gurur duymam gerektiğini söylüyorsun. - You always tell me I should be proud of my heritage.

Bu bina ulusal miras olarak tutulmalıdır. - This building should be kept as a national heritage.

heritage
{i} vâdedilmiş kutsal toprak hakkı (incil)
heritage
{i} kalıt
heritage
(Tıp) Geçmişten kalan miras, atalardan kalan herhangi bir şey (kültür, adet, gelenek v.s.)
heritage
(Tıp) Kalıtımla geçen özellik veya özellikler, kalıt
inheritance
kalıt alma
inheritance
(Biyoloji) irsiyet
inheritance
(Biyokimya) kalıtsallık
inheritance
kalıt
inheritance
miras

Tom annesinin ölümünden sonra, ona kalacak mirası annesinin kumarda yiyip bitirdiğini öğrendi. - Tom only found out after his mother's death that she had gambled away his inheritance.

Babam bana büyük bir miras bıraktı. - My father left me a large inheritance.

inheritance
(Tıp) Kalıtsal özelliklerin anne ve babadan çocuğa geçmesi, soyaçekim, irsiyet, kalıtım
inheritance
{i} veraset

Gerçekten veraset vergisinin ne kadar tutacağını merak ediyorum. - I really wonder how much the inheritance tax will amount to.

inheritance
(isim) miras, kalıt, veraset, soyaçekim
inheritance
(Tıp) Kalıtım yoluyla anne-babadan çocuğa geçen özellikler, kalıt
الإنجليزية - الإنجليزية
heritage
inheritance
hereditary succession to a title or an office or property

    الواصلة

    he·re·di·ta·ry suc·ces·sion to a ti·tle or an of·fice or prop·er·ty

    التركية النطق

    hıredıteri sıkseşın tı ı taytıl ır ın ôfıs ır präpırti

    النطق

    /hərˈedəˌterē səkˈsesʜən tə ə ˈtītəl ər ən ˈôfəs ər ˈpräpərtē/ /hɜrˈɛdəˌtɛriː səkˈsɛʃən tə ə ˈtaɪtəl ɜr ən ˈɔːfəs ɜr ˈprɑːpɜrtiː/
المفضلات