hayvanlaşmış

listen to the pronunciation of hayvanlaşmış
التركية - الإنجليزية
brutish
Bestial; lacking human sensibility
{a} resembling a beast, rude, ignorant
of, or in the manner of a brute
{s} cruel; crude, sensual, bestial, wild; instinctive, unthinking
disapproval If you describe a person or their behaviour as brutish, you think that they are brutal and uncivilised. The man was brutish and coarse. brutish bullying. cruel and not sensitive to people's feelings
Pertaining to, or resembling, a brute or brutes; of a cruel, gross, and stupid nature; coarse; unfeeling; unintelligent
resembling a beast; showing lack of human sensibility; "beastly desires"; "a bestial nature"; "brute force"; "a dull and brutish man"; "bestial treatment of prisoners"
hayvan
animal

They saw a strange animal there. - Onlar orada garip bir hayvan gördü.

Animals are afraid of fire. - Hayvanlar ateşten korkar.

hayvan
brute
hayvan
biped
hayvan
(Konuşma Dili) disgusting, swinish; rude; crude, uncouth
hayvan
beast of burden
hayvan
(Konuşma Dili) disgusting person, swine; unmannerly person, rude *bastard; slob, uncouth *son-of-a-bitch
hayvan
horse; mount; pack animal
hayvan
habitat
hayvan
churl
hayvan
lodge
hayvan
creature
hayvan
critter
hayvan
varmint
hayvan
beast

As the lion is king of beasts, so is the eagle king of birds. - Aslan hayvanların kralı iken, kartal da kuşların kralıdır.

It was a strange beast. - O tuhaf bir hayvandı.

hayvan
animal; beast; biped; beast of burden; brute, animal; brute; boorish, rough
hayvan
pest
التركية - التركية

تعريف hayvanlaşmış في التركية التركية القاموس.

HAYVAN
(Osmanlı Dönemi) Canlı şey, insanla beraber her canlı
HAYVAN
(Osmanlı Dönemi) Yük kaldıran, araba çeken ve binilen hayvan, beygir, katır v.s
HAYVAN
(Osmanlı Dönemi) Mc: Akılsız ve idraksız insan, ahmak. Aslı "Hayevan"dır
HAYVAN
(Osmanlı Dönemi) İnsan olmayan idraksiz canlı yaratık
hayvan
Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık
hayvan
Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse)
hayvan
Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık: "İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi."- F. R. Atay
hayvan
At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık
hayvan
Bir seslenme biçimi
hayvan
At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık: "Zavallı hayvan bir saattir yüz okkadan fazla bir yükü sürüklüyordu."- Ö. Seyfettin
hayvanlaşmış
المفضلات