تعريف haydutlar في التركية الإنجليزية القاموس.
- brigands
- plural of brigand
- haydut
- bandit
The bandits put a gag in his mouth.
-Haydutlar onun ağzına bir tıkaç koydu.
These bandits are despicable.
-Bu haydutlar aşağılıktır.
- haydut
- thug
Jamal is a dangerous thug. He always gets in trouble.
-Jamal tehlikeli bir haydut. Her zaman başı beladadır.
He's nothing more than a common thug.
-O sıradan bir hayduttan başka bir şey değil.
- haydut
- hoodlum
- haydut
- filibuster
- haydut
- (Kanun) holdup man
- haydut
- rascal
- haydut
- freebooter
- haydut
- highbinder
- haydut
- outlaw
- haydut
- rogue
Those rogue rebels do not deserve to roam the Earth.
-Bu haydut isyancılar dünyada dolaşmayı hak etmiyorlar.
In the late 20th century, Yugoslavia was considered a rogue state by the United States.
-Yugoslavya 20. yüzyılın sonlarında, ABD tarafından haydut devlet olarak kabul edildi.
- haydut
- ladrone
- haydut
- highjacker
- haydut
- robber
- haydut
- mugger
- haydut
- gangster
Gangsters robbed a bank of thousands of dollars.
-Haydutlar bir bankadan binlerce dolar soydu.
- haydut
- (Konuşma Dili) little devil, little dickens
- haydut
- plugugly
- haydut
- bandit, brigand, outlaw, robber
- haydut
- bandit, brigand, robber
- haydut
- brigand
Seize this brigand! Prevent him from escaping!
-Bu haydutu yakalayın! Kaçmasına müsaade etmeyin!
- haydut
- perisher
- haydut
- mobster
- haydut
- little perisher
- haydut
- footpad
Jerry Abershawe was a notorious footpad.
-Jerry Abershawe azılı bir hayduttu.
- haydut
- rapparee
- haydut
- bravo
المصطلحات ذات الصلة
تعريف haydutlar في التركية التركية القاموس.
- haydut
- Yaramaz, sevimli çocuk
- haydut
- Silâhlı soygun yapan kimse, eşkıya, şaki
- Haydut
- (Osmanlı Dönemi) HARİB