hayatta kalan

listen to the pronunciation of hayatta kalan
التركية - الإنجليزية
survivor

Are you one of the survivors of flight 111? - 111 no'lu uçuşta hayatta kalanlardan biri misin?

Mary is the only survivor of the plane crash. - Mary, uçak kazasından sonra tek hayatta kalandır.

surviving

The surviving refugees longed for freedom. - Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

Tom has three surviving children. - Tom'un hayatta kalan üç çocuğu var.

hayatta kal
survive

It's a miracle that you were able to survive. - Hayatta kalabilmen bir mucize.

Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner. - Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi.

hayatta kal
{f} surviving

You know as well as I do that we have no chance of surviving. - Hayatta kalma şansımız olmadığını benim kadar iyi biliyorsun.

The surviving refugees longed for freedom. - Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

hayatta kalan
المفضلات