Tom donated money to the Red Cross to help survivors of the earthquake.
- Tom depremden hayatta kalanlara yardım etmek için Kızıl haça para bağışladı.
Are there any survivors?
- Hiç hayatta kalan var mı?
Tom has three surviving children.
- Tom'un hayatta kalan üç çocuğu var.
The surviving refugees longed for freedom.
- Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.
Tom understands what it takes to survive.
- Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.
Tom thought he had a chance to survive.
- Tom, hayatta kalma şansı olduğunu düşündü.
You know as well as I do that we have no chance of surviving.
- Hayatta kalma şansımız olmadığını benim kadar iyi biliyorsun.
The surviving refugees longed for freedom.
- Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.