having the difference marked; distinguished by certain tokens

listen to the pronunciation of having the difference marked; distinguished by certain tokens
الإنجليزية - التركية

تعريف having the difference marked; distinguished by certain tokens في الإنجليزية التركية القاموس.

discriminate
{f} fark gözetmek
discriminate
(Avrupa Birliği) ayrım yapmak

Şimdi ayrım yapmak yasa dışıdır. - Now it's illegal to discriminate.

discriminate
{f} ayırdetmek
discriminate
{f} farklı muamele etmek
discriminate
{f} ayırt etmek, ayırmak: He can't discriminate good books from bad. İyi kitapları kötülerinden ayırt edemez
discriminate
ayrım gözetmek
discriminate
(between ile) ayırmak
discriminate
ayır

Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder. - Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.

discriminate
(against ile) fark gözetmek
discriminate
muhakeme ile
discriminate
discriminately tedbirle
discriminate
ayırmak
discriminate
temyiz etmek
discriminate
(fiil) ayırdetmek, ayrıcalık yapmak, fark gözetmek, ayırt etmek, ayrı tutmak; farklı muamele etmek
discriminate
fark görmek
discriminate
farkına varmak
discriminate
tefrik etmek
discriminate
{f} ayrıcalık yapmak
discriminate
{f} ayrı tutmak
discriminate
fark etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
discriminate
having the difference marked; distinguished by certain tokens
المفضلات