الإنجليزية - التركية
تعريف having sex في الإنجليزية التركية القاموس.
- have sex
- sevişmek
Onunla sevişmek istiyorum.
-I want to have sex with her.
- have sex
- cinsel ilişkiye girmek
- have sex
- seks yap
Biz birbirimizi seviyoruz ancak artık seks yapmıyoruz.
-We love each other, but we don't have sex anymore.
Muhtemelen onunla seks yapmadı.
-He probably didn't have sex with her.
- have sex
- seks yapmak
- have sex
- yatmak
- have sex
- (Argo) götürmek
- on the job
- (Ticaret) görevde
- on the job
- (deyim) iş ile ilgili
- on the job
- işbaşında
- on the job
- iş başında, görev başında
- on the job
- (deyim) is basinda. sleep/lie down... isi kaytarmak
- on the job
- iş başında
Sadece yaklaşık 15 dakika boyunca iş başındaydınız.
-You've only been on the job for about 15 minutes.
Tom iş başında içki içerken bulundu.
-Tom was found out drinking on the job.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف having sex في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- Present participle of have sex
- on the job
- have sex
- To take part in a sexual act
- have sex
- Have sexual intercourse, make love, sleep with, go to bed
- have sex
- have sexual intercourse with; "This student sleeps with everyone in her dorm"; "Adam knew Eve"; "Were you ever intimate with this man?"
المصطلحات ذات الصلة
having sex
الواصلة
ha·ving sexالتركية النطق
hävîng seksالنطق
/ˈhavəɴɢ ˈseks/ /ˈhævɪŋ ˈsɛks/
Resimler
السابق
المفضلات