Don't be angry with me, for I did it for your sake.
- Bana kızma, ben onu senin hatırın için yaptım.
I did so for the sake of my health.
- Sağlığımın hatırı için öyle yaptım.
I don't remember losing my memory.
- Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum.
Dan had no memory of what he had done.
- Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.
I remembered everybody.
- Ben herkesi hatırladım.
Tom remembered how beautiful Mary had been when he first met her.
- Tom ilk karşılaştığında Mary'nin ne kadar güzel olduğunu hatırladı.
Ken couldn't recall that man's name.
- Ken o adamın adını hatırlayamadı.
I can't recall her name at the moment.
- Şu anda ismini hatırlayamıyorum.
Tom admitted that he always has trouble remembering names.
- Tom isimleri hatırlamada her zaman sorun yaşadığını itiraf etti.
Tom couldn't think of Mary without remembering how painful their breakup had been.
- Tom onların ayrılığının ne kadar acı verici olduğunu hatırlamadan Mary'yi düşünemedi.
I can remember the warmth of her hands.
- Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
She may not remember me, but I do remember her.
- O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.
My appointment at the hospital completely slipped my mind. Why didn't you remind me?
- Hastanedeki randevumu unuttum. Neden bana hatırlatmadın?
Memories of my college days come to my mind.
- Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.
Tom has no recollection of how he got his black eye.
- Tom, gözünü kimin morarttığını hatırlamıyor.
I have no recollection of seeing the man.
- Adamı gördüğümü hatırlamıyorum.