My desire to become a doctor grew out of looking after my sickly brother.
 - Hastalıklı erkek kardeşime bakmaktan dolayı bir doktor olma arzum arttı.
Tom was a sickly child and was mollycoddled by his parents.
 - Tom hastalıklı bir çocuktu ve ana babası tarafından şımartılmıştı.
My desire to become a doctor grew out of looking after my sickly brother.
 - Hastalıklı erkek kardeşime bakmaktan dolayı bir doktor olma arzum arttı.
Tom was a sickly child and was mollycoddled by his parents.
 - Tom hastalıklı bir çocuktu ve ana babası tarafından şımartılmıştı.
We are faced with new kinds of diseases.
 - Biz yeni tür hastalıklarla karşı karşıyayız.
Many diseases result from poverty.
 - Çoğu hastalık yoksulluktan sonuçlanır.
Sickness prevented him from going out.
 - Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.
She is absent because of sickness.
 - O, hastalıktan dolayı yoktur.
Illness prevented me from going to school.
 - Hastalık okula gitmemi engelledi.
I could not go to the party because of illness.
 - Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.
I had to have my brother help me with my homework due to illness.
 - Hastalık nedeniyle ödevimde erkek kardeşime yardım ettirmek zorunda kaldım.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
 - Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
Tom is a pathological liar.
 - Tom hastalık düzeyinde bir yalancıdır.
Fever indicates sickness.
 - Ateş hastalık gösterir.
Spring fever is not a disease.
 - Bahar yorgunluğu bir hastalık değildir.