Yarın bu odayı kullanmana izin verilecek.
- You will be allowed to use this room tomorrow.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Ona Amerikan vatandaşlığı verilecek.
- He'll be granted American citizenship.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
- We were granted the privilege of fishing in this bay.
Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir.
- Granted, watching TV can be relaxing.