Yarın bu odayı kullanmana izin verilecek.
- You will be allowed to use this room tomorrow.
Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.
- No ambiguities are allowed in a contract.
Lincoln kölelere özgürlük verdi.
- Lincoln granted liberty to slaves.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
- We were granted the privilege of fishing in this bay.
Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir.
- Granted, watching TV can be relaxing.