gelecekçi

listen to the pronunciation of gelecekçi
التركية - الإنجليزية
futurist
futurist fütürist
art, lit., mus. futurism
futuristic
gelecek
future

In the near future, we will be able to put an end to AIDS. - Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz.

I really look forward to your visit in the near future. - Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.

gelecek
ensuing
gelecek
the future

No one can tell what'll happen in the future. - Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.

My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there. - Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

gelecek
(Askeri) due in
gelecek
aftertime
gelecek
(deyim) days to come
gelecek
fortune
gelecek
to come

He is to come to my house tonight. - O, bu gece benim evime gelecek.

She is likely to come. - O muhtemelen gelecek.

gelecek
outlook
gelecek
fate

What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate? - Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?

gelecek
coming

He is not running in the coming election. - O, gelecek seçime katılmıyor.

And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House. - Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.

gelecek
forthcoming
gelecek
futurity
gelecek
next

I want to learn Chinese next year. - Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.

My sister will go to Tokyo next year. - Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.

gelecek
comming
gelecek
future; prospect; future, forthcoming; next
gelecek
coming, next
gelecek
hereafter
gelecek
oncoming
التركية - التركية
Gelecekçilik yanlısı, fütürist
fütürist
Gelecek
istikbal
Gelecek
ati
Gelecek
encam
Gelecek
doğacak
gelecek
Zaman bakımından, ileride olması, gerçekleşmesi beklenen
gelecek
Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati
gelecek
Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati: "Karakteri ve zekâsı gelecek için insana umut ışığı veriyordu."- H. E. Adıvar
gelecek
Zaman bakımından, ileride olması, gerçekleşmesi beklenen: "Kız, gelecek baharda yine geleceklerini müjdeledi."- O. C. Kaygılı
gelecekçi
المفضلات